Biranın Hammaddeleri

BİRANIN HAMMADDELERİ

Biranın olmazsa olmaz 4 temel maddesi vardır. Bunlar arpa maltı, şerbetçiotu, su ve mayadır. Bu hammaddeler biranın tadında farklı katkılarda bulunur.

Arpa Maltı

Bira üretiminde kullanılan temel tahıl arpadır. Arpa hasadından sonra çimlendirilir ve kavrularak malt haline getirilir. Arpa maltı, arpanın çimlendirildikten sonra kavrulmuş haline verilen isimdir. Maltta bulunan nişasta birada bulunan alkolün oluşmasını sağlar, bu yüzden birada bulunan malt miktarı biranın hacmen alkol seviyesini belirler. Ayrıca malt; biraya tok ve dolgun bir tat kazandırır. Maltın kavrulma seviyesi biranın rengini belirleyen özelliktir. Fazla kavrulmuş malt ile üretilen bira kahverengi ve siyah olur. Orta seviye kavrulmuş malttan üretilen bira ise portakal, amber veya kızıl bir renk alır. Az kavrulmuş malt ile üretilen bira açık sarı veya altın sarısı bir renkte olur.

Şerbetçioğlu

Sarmaşığa benzeyen şerbetçiotu, kozalakları olan bir bitkidir. Farklı türleri de olan bu bitki, biraya belirli bir acılık ve aroma katar. Kullanım miktarı, kullanılan türü ve üretim sürecinde kullanılan zaman, biranın acılık seviyesini belirler. Acılık dışında, biraya narenciye, çiçek, ot, reçine ve çam gibi aromalar katar.

Maya

Maya, gözle görünmeyen tek hücreli bir mikroorganizmadır ve arpa maltında bulunan maltozun kırılarak alkole dönüşmesini sağlayan önemli bir ham maddedir. Bira üretiminde kullanılan iki maya vardır, Ale ve Lager mayalar. Ale maya ile üretilen biralar daha meyvemsi bir aromaya sahip olurken; Lager maya ile üretilen biralar genelde daha az aromatik, daha ferahlatıcı ve kolay içimli olur.

Su

Biranın büyük bir bölümü sudan oluşur. Bu yüzden, bira fabrikaları genelde kaliteli bir su kaynağının yakınlarına kurulur. Suyun mineral yapısı, Ph seviyesi, sertliği de biranın tadına katkıda bulunur.

40 Bin Çeşit Bira

Bira uzmanları, günümüzde toplamda 140 türden doğan 40.000 çeşit bira olduğunu tespit emişlerdir.

40 BİN ÇEŞİT BİRA

Dünyanın farklı bölgelerinde, birçok farklı türü üretilen ve herkesin keyifle içtiği biranın tarihi çok eskilere dayanır. M.Ö. 10.000 yılında Mezopotamya'da insanlığın henüz avcı-toplayıcı olduğu dönemde yabani arpayı keşfetmesi bira tarihinin başlangıcı olarak kabul edilir. Arpayı iki taşın arasında öğüterek su ile karıştırıp besleyici bir içecek üretilir ve arta kalan sıvı tesadüfi olarak mayalanarak kendiliğinden biraya dönüşmüştür. Bir nevi bira olan bu içecek çok beğenildiği için günlük olarak tüketilmeye başlanmıştır.

Sümerler, Hititler ve Babiller birayı sıklıkla tüketmeye başlamışlardır. İlk yazılı kanun olan Hammurabi Kanunlarında bile bira ile ilgili hükümler vardır ve Babiller reçine, karanfil gibi farklı aromalarla 20 çeşit bira üretmiştir.

Zaman içinde biraz Eski Mısır'a, oradan da Orta Çağ'da Avrupa'ya gelmiştir. Avrupa'da büyüyen ve kalabalıklaşan şehirlerin kirli sularından kaynaklanan tifo ve kolera gibi salgın hastalıkların yaygınlaşmasından dolayı hastalık taşımayan biranın popülerliği artmıştır. Aynı dönemde rahipler manastırlarda toplu üretime başlamıştır ve bira halkın günlük içeceği haline gelmiştir. Sanayi devrimi sonrası ve teknolojinin gelişimi ile bira günümüzdeki halini almıştır.

Louis Pasteur'ün maya üzerindeki çalışmaları sayesinde pastörize edilmesiyle bira raf ömrü kazanmış oldu. 1980'lerde büyük bira üreticilerinin piyasadaki hakimiyetine karşı küçük ölçekte farklı biralar üreten craft bira üreticileri ortaya çıkmıştır. Bugün bu craft üreticiler sayesinde bira çeşitliliği artarak devam etmektedir.